
Babil Kulesinin Efsanesi
- 8 Ay önce yazıldı
- Dil Sakinleri
- 657
- 4 dk da okunabilir
Gökyüzüne Uzanan Bir Efsane Babil Kulesi, Tevrat, Kur'an ve pek çok kültürde yer alan, gökyüzüne ulaşmak amacıyla inşa edildiği düşünülen efsanevi bir yapıdır. Bu kule, insanlığın kibirinin ve Tanrı'ya meydan okumanın sembolü olarak kabul edilir.
Babil Kulesi, gerçek bir yapı olmasının yanı sıra, insanlık tarihindeki önemli bir sembol haline gelmiştir. Bu efsane, dil, kültür, din ve insan doğası gibi birçok konuda farklı yorumlara açık bir yapıya sahiptir.
Babil kulesi hakkında Kur'anda ne yazmaktadır:
Bakara süresi 102. ayette şöyle bahsetmaktedir. "Onlar, Süleyman'ın hükümranlığı hakkında şeytanların uydurup söylediklerine uydular. Gerçek şu ki Süleyman kâfir olmadı, fakat şeytanlar kâfir oldular; çünkü insanlara sihri, Bâbil'de iki meleğe, Hârût'la Mârût'a indirileni öğretiyorlardı. Hâlbuki bu iki melek, "Biz ancak imtihan vasıtasıyız; sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bilgi vermezlerdi. Fakat onlar bu iki melekten, karı ile koca arasını açacak şeyleri öğreniyorlardı. Oysa Allah'ın izni olmadıkça onunla hiç kimseye zarar veremezlerdi. Yine de kendilerine fayda sağlayanı değil zarar vereni öğreniyorlardı. Andolsun onlar, bunu (sihri) satın alan kimsenin âhiretten nasibi olmadığını çok iyi biliyorlardı. Karşılığında kendilerini sattıkları şey ne kötüdür, bir bilselerdi!"
Efsaneye Göre Neler Oldu?
Tufandan sonra hayatta kalan insanlar, tek bir dil konuşuyor ve birlikte yaşamaktadırlar. Bir araya gelerek gökyüzüne ulaşacak kadar yüksek bir kule inşa etmeye karar verirler. Bu kule, onlara Tanrı'ya eşit olma gücü verecek ve gökleri fethetmelerine olanak sağlayacaktır. Ancak Tanrı, insanların bu kibirli davranışını hoş karşılamaz ve inşaatı durdurmak için insanların dillerini karıştırır. Artık birbirlerini anlamaz hale gelen insanlar, kule inşa etmeyi bırakmak zorunda kalır ve dünyanın farklı köşelerine dağılırlar.
Daha açık söylemek gerekirse; hem insanları tanrı ile, hem de tanrıyı insanlar ile bir araya getirecek, yer ile göğü birbirine bağlayan bir köprü, bir kapıydı bu. Tanrı da bu sayede, istediğinde, ona layık olan kulenin en tepesinde yerini alabilecekti.
Efsanenin Anlamları ve Sembolleri
Kibir ve Ceza: Babil Kulesi, insanın kibirli doğasına ve tanrıya karşı gelme arzusuna bir göndermedir. İnsanların göklere ulaşma arzusu, tanrısal güce meydan okuma olarak görülür ve bu nedenle cezalandırılırlar.
Birlik ve Bölünme: Kule, insanlığın birlik olma arzusunu simgelerken, dillerin karışmasıyla birlikte bu birliğin parçalanması da vurgulanır.
İletişimin Önemi: Efsane, iletişimin insanlık için ne kadar önemli olduğunu gösterir. Dilin tek olması durumunda insanlar bir araya gelebilir ve büyük işler başarabilirler.
Kültürel Çeşitlilik: Dillerin karışması, farklı kültürlerin ve milletlerin oluşmasına neden olur. Bu da insanlık tarihinin zengin ve çeşitli bir yapıya sahip olmasını sağlar.
Babil Efsanesi'nin tarihi
MÖ 1830-1530 civarına tarihine dayanmaktadır. Zigguratlar içinde en büyüğü olan Babil Kulesi Babil kentinin baş tanrısı Marduk’a adanmıştı. Bu bağlamda Dünyanın 7 Harikası’ndan biri olarak kabul edilen Babil’in Asma Bahçeleri içinde yer alan bu kule, inanışa göre insanoğlunun gökteki tanrılara ulaşabilmesi için inşa edilmişti. Efsaneye göre tanrı, kendisine ulaşmaya çalışan insanların bu teşebbüsünü, bir saygısızlık olarak görmüş ve ceza olarak aynı dili konuşan insanların dillerini karıştırıp bir karmaşa yaratmış artık insanlar, kendilerini bilmezliğin bir cezası olarak, birbiri ile anlaşamaz hale gelmişti. Kaynaklara göre; kule, Tikulti -Ninurta, Sargon, Sanherip ve Asurbanipal tarafından gerçekleştirilen, işgal sonucu kule yıkılmıştır. Ardından Babil Kralları Nabopolassar ve Nebukadnezar tarafından tekrar inşası sağlanmıştır. MÖ 479’da Babil’i fetheden Pers kralı Kserkses, kuleyi onarılamayacak şekilde yıkmıştır. Sonrasında gelen Büyük İskender, kulenin o harap haline dayanamayıp, eski haline getirmek için çalışmaları başlatmış fakat tamamlamaya ömrü yetmemiştir.
Yazar Ekibimizden: Mahmut Karakelle









